SORULAR:
1) Obsesif Kompulsif Bozukluk nasıl bir rahatsızlıktır?
Obsesif kompulsif bozuluk takıntılı düşüncelerle ve rahatsızlık veren davranışlarla seyreden bir bozukluktur. Obsesyon olarak adlandırılan durumlar mantıkdışı olduğunu bildiğiniz halde kafanızdan bir türlü atamadığınız, hatta düşünmemeye çalıştıkça aklınıza daha fazla gelen, başka bir şey düşünmeye engel olan düşüncelerdir. Bozukluğun diğer bir parçası kompulsiyonlar ise zihnimizi obsesyon adlı düşüncelerden uzaklaştırmak amacıyla ortaya çıkan, yapmak istemeseniz de sizi yapmaya zorlayan, sürekli tekrarlayan davranışlardır. Her 100 kişiden 2-3 ünde günlük işleri ileri derecede bozan halleri görülebilir. Ancak sıkıntı yaratmayan düzeyde obsesyonlar ve kompulsiyonlar birçok kişide görülebilir.
2) En sık görülen belirtiler nelerdir?
Giysilerine ya da eşyalarına kir, mikrop ya da pis bir madde bulaştığına dair korkudan dolayı eşyalarını ya da kıyafetlerini sık sık değiştirme ya da tekrar yıkama sık görülen temizlikle ilgili olan yakınmalardır. Bu kişilerde görülen diğer bir yakınma emin olamamadır. Bu kişiler ocağını, kapısını, penceresini, evden çıkarken evdeki prizleri ya da elektrikli aletleri kapatıp kapamadığını defalarca kontrol ederler. Genellikle bu durumu kapattığımı biliyorum ama yinede kendimi kontrol etmekten alamıyorum diyerek tanımlarlar. Bazı hastalar başkasına zarar vereceğine dair düşüncleri olduğundan yakınırlar. Yüksek bir yerden geçerken aşağıya atlamaktan korkma, araba kullanırken isteyerek duvara çarpmaktan korkma gibi. Uygun olsa aklından çıkamadığı cinsel görüntüler, dini varlıklara küfür etme, abartılı bir düzen merakı olma, eşyaları mutlaka simetrik yerleştirmeye çalışma, bir işi yapmadan önce belirli bir sayıya kadar sayma, ileride gerekli olabilir düşüncesiyle evdeki gereksiz eşyaları biriktirme diğer sık görülen yakınmalardır..
3) Nasıl anlaşılır?
Sık yıkamaktan ellerinizde çatlaklar meydana geliyorsa, hazırladığınız projeyi tekrar tekrar kontrol etmenize rağmen müdürünüze bir türlü veremiyorsanız, büroda kullandığınız eşyaların temizliği, yaptığınız işten daha öncelikli bir hale gelmişse, iyi bir temizlikten sonra bile hala eşyaların kirli olduğunu düşünüyorsanız, kapıyı kapattığınızı bildiğiniz halde tekrar tekrar kontrol etmeye engel olamıyorsanız, düşünmeye engel olamadığınız cinsel, dini konular tekrar tekrar akla geliyor ve hayatı çekilmez hale getiriyorsa bir uzmanla görüşmenizde fayda olacaktır.
4) Her takıntı bir obsesyon mudur?
Her takıntı obsesyon ya da kompulsiyon değildir. Bir takıntının obsesyon olduğunu özelliklede tedavi gerektirir bir durum olduğunu söylemek için bu takıntıların sizde belirgin bir sıkıntıya neden olması gerekir. Tüm bu takıntıların süresi günde 1 saati buluyorsa, sizi yavaşlatıyor, ilişkilerinizi ve işinizi olumsuz etkiliyorsa durumun bir bozukluk olduğu düşünülebilir.
5) Obsesif insanlar takıntılı olduklarının ne kadar farkındadır?
Kişiler takıntılarının farkındadır ancak genelde utandıkları için bunu etrafta pek konuşmak istemezler. Takıntının türü kişinin etrafındaki kişilerce desteklendiği durumlarda kişi bu takıntıların farkında olmayabilir. Örneğin kişi yazdığı yazıyı onlarca kez okuyarak müdürüne verdiğinde, müdürü tarafından çok titiz çalıştığı söylenirse takıntı normal gibi kabul edilebilir. Daha az kontrolle de yapılabilecek aynı işin kendisini ne kadar yorduğunun farkında olmayabilir.
6) Hipokandriya bir obsesif kompulsif bozukluk türü müdür?
Hipokondri ya da hipokondriyazis “hastalık hastası” olarak da bilinen ciddi bir hastalığa yakalanma konusunda aşırı derecede endişe duymayla görülen bir bozukluktur. Vücutlarında hissettikleri hafif bir fiziksel belirtide aşırı derecede alarma geçerler ve çok ciddi bir hastalığı olduğunu düşünmeye başlarlar. Doktor muayenesi ve testler sonunda bir şeyleri olmadığı kesin kez söylense de bu duruma inanmaz, ciddi hastalığı olduğu düşüncesiyle başka bir tıbbi kuruluşa muayene giderler. Yakınlarına ve kendilerine büyük sıkıntı yaşatırlar. Benzer yanları olmakla birlikte OKB’den farklı bir bozukluktur.
7) Hipokandriya olan insanlar ısrarla hasta olduklarına neden inanır, beyin doğruyu neden reddeder?
Hipokondria bir kaygı bozukluğudur. Kaygı bozukluğu görülen kişiler öncelikle vücutlarının biyolojik doğası gereği kaygıya tepkileri daha yoğun ve uzun sürelidir. Kaygı verici durumlarda zihin kendini bu kaygı vereci olaydan uzaklaştırmak için dikkatini vücut algılarına yönlendirir ve bu şekilde vücut algıları daha şiddetli algılanmaya başlar. Dışarıdan abartılı gözükse de kişilerin zihinleri bu normal fiziksel değişimleri şiddetli bir hastalık olarak algılar.
8) Her OKB rahatsızlığı olan insanın hipokandriya olma eğilimi var mıdır?
OKB’li hastalarda hasta olacaklarına dair takıntılı düşünce ve davranışlara sahip olabilirler. Ancak OKB hastalar hipokondriaklar kadar sık doktora gitmezler. Her iki hastalığın birlikte görülme olasılığıda yüksektir.
9) OKB ne kadar ileri boyutlara ulaşabilir?
Tedavi edilmediğinde hastalık bazen kişinin tüm gününü alacak tarzda ilerleyebilir. Kirlenmemek için hiç evden çıkmama, tüm gününü eşyalarını yıkayarak geçirme, takıntılar nedeniyle işinden olma, 6-7 saat banyoda kalma gibi şiddetli vakalar psikiyatristlerin sık gördüğü durumlardır. Bozukluğun kötü bir tarafı da zaman zaman yakınmalar azalsada kısa sürede tekrar eder ya da takıntının konusu değişir. Tedavi olmadan kendi kendine geçme olasılığı çok düşüktür.
10) Sosyal medyaya olan bağımlılığın artması yeni bir obsesyon çeşidini ortaya çıkartmış olabilir mi?
Bunu söylemek tabii ki mümkündür. Bize başvuran birçok kişide akıllı telefon ve tablet bilgisayar yüzünden eşimle hiç konuşmuyoruz yakınması oldukça artmış durumda. İş yerindeki arkadaşlar, evde eşinizin uyarmasına rağmen eliniz hala sosyal medya sayfalarına gidiyorsa, bu nedenle sürekli işlerinizi erteliyor, gece geç yatmaya başladıysanız bir bozukluk olabileceği göz önüne alınmalıdır.
11) OKB Tedavisi var mıdır, nasıl başa çıkabiliriz?
Obsesif bozukluğun ilaç ve psikoterapi (konuşarak tedavi) olmak üzere iki türlü tedavisi vardır. Uygun olan iki tedavinin birlikte uygulanmasıdır. Çok şiddetli olgularda beyin ameliyatı denemeleri vardır ve başarılı sonuçlar alınmaktadır.
12) OKB'si olan yakınlarımız varsa, onlara karşı nasıl bir yaklaşımda bulunmamızı önerirsiniz?
Bu takıntılı davranışlar nedeniyle hayatınızın çekilmez hale geldiğini düşünüyor da olsanız hasta olan yakınınıza anlayışlı davranmaya çalışın. Bu davranışlar size çok saçma gelebilir. Hastada bu davranışların saçma olduğunu bilmektedir ancak kendine engel olamamaktadır. Bu konuyu çok konuşmak onu hem çok utandıracak hem de tedaviye bir yararı olmayacaktır. Bu konuda en iyi yardım onun bir hekime gitmesi konusunda yardımcı olmanızdır. Buna ek olarak ona yardımcı olmak amacıyla onun kompulsiyonlarını yapmayın (örneğin onun yerine kapıyı kontrol etmek vb.), ev içinde konuyu çok gündemde tutmayın. Tedavisini düzenli alma konusunda destekleyici olun.
13) OKB'si olanlara neler yapmalarını önerirsiniz?
Konuyla ilgili ayrıntılı kitaplar kitapçılarda mevcuttur. Bu takıntıları engellemeye yönelik bazı ipuçlarını bu kitaplardan öğrenip deneyebilirler. Ama yinede sizin ve ailenizin hayatını çok daha fazla güçleştirmeden bir hekime başvurmanızı öneririm.
14) Konuyla ilgili siz neler eklemek istersiniz?
Obsesif kompulsif bozukluk kişinin hem kendisinin hemde ailesinin yaşamını çekilmez hale getiren bir bozuktur ve genellikle kendiliğinden geçtiği görülmemiştir. Bu nedenle en kısa sürede bir psikiyatri uzmanına gitmeniz ya da yakınınızı tedaviye gitme konusunda uyarmanız ve hayatınızı bir an önce güzelleştirecektir.